25 Haziran 2025 Çarşamba

DÜŞME VAKTİ

 

Koşarken birden alınan dur emri gibi kalbim..

Durmak isterken bile ayaklarını durduramayan koşucu nasıl tökezlerse,

Kalbime giren sen beni o derece devirdi

Şimdi bile isteye DÜŞME vakti....


i.s 26.05.2025


12 Haziran 2025 Perşembe

SOLAN BİR PAPATYA....

 

Bazen kolaydır bir canın yanması;

Biraz ateş,

biraz odun……

Bazen biraz ben ve müthş bir sensizlik….




12 Mayıs 2025 Pazartesi

NEFESSİZ BİR PAPATYA...

 Fazlaydı yüreğimin bağları

dolana dolana sıkıştırdı kalbimi

Ve ederi yoktu bir papatyanın,

bir şekli,

bir kokusu....

Yapmacıklık kokardı tüm evren ben oturur kendime ağlardım

Ve yine yanlız kalırdı yüreğimin yolları 

labirente benzer

dolana dolana bulamazdı yolları...

13 Şubat 2025 Perşembe

Papatyanın zekası


 Papatyanın Zekası

Her yaprak bir soru, bir cevap arar,
Sevgiyi sayar, kalbimi avuçlar.
"Seviyor, sevmiyor" diye fısıldar,
Papatyam, beni kendime sorularla sarar.

Beyazın saflığı, sarının sıcaklığı,
Her dokunuşta yeniden başlar arayış.
Zekanla örersin duyguların yolunu,
Sevgiyi sorgulatırsın, bilirsin korkumu.

Yaprak yaprak dökülürken endişelerim,
Sen kalırsın, benimle büyür umutlarım.
Papatyam, sen bir bilmece, bir ayna,
Sevgiyi öğreten, kalbimi anlatan bir bahar.



Papatyam

 Papatyam

Beyaz yaprakların sarıya sarılır,
Tenimde açan bir bahar, bir umut.
Her dokunuşta yeniden dirilir,
Ruhumda esen bir meltem, bir huzur.

Gözlerim kapalı, sen varsın yanımda,
Masumiyetin nakış nakış işli.
Zaman geçse de solmaz rengin,
Çünkü sen benimle, hep içimde.


Bir Vahayı Deniz Sandım

 Dönmüyor devir

Yolda düşenleri bulmayaHalim kalmadıBoyuna oyulur duvar
Yıkıldı üstümeÖylesine boşa koyduğumGarip tuğlalarBu enkazın altı pek rahat
Bilmem hiç yağmur yağacak mıKaybolduğum çöllereBir vahayı deniz sandımKapıldım hayallere
Bilmem hiç yağmur yağacak mıKaybolduğum çöllereBir vahayı deniz sandım


29 Ocak 2025 Çarşamba

Yeni bir sayfada sana bakmak

 her şey yapılabilir 

bir beyaz kağıtla 
uçak örneğin uçurtma mesela 
altına konulabilir 
bir ayağı ötekinden kısa olduğu için 
sallanan bir masanın 
veya şiir yazılabilir 
süresi ötekilerden kısa 
bir ömür üzerine. 

bir beyaz kağıda 
her şey yazılabilir 
senin dışında 
güzelliğine benzetme bulmak zor 
sen iyisi mi sana benzemeye çalışan 
her şeyden 
bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor 
belki tabiattadır çaresi 
senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin 
ve benim 
bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim 
anlarım bitkiden filan 
ama anlatamam 
toprağın güneşle konuşmasını 
sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla 

sen bana ışık ver yeter 
bende filiz çok 
köklerim içimde gizlidir 
gelen giden açan soran bere budak yok 
bir şiir istersin 
“içinde benzetmeler olan” 
kusura bakma sevgilim 
heybemde sana benzeyecek kadar 
güzel bir şey yok 

uzun bir yoldan gelen 
tedariksiz katıksız bir yolcuyum 
yaralı yarasız sevdalardan geçtim 
koynumda bir beyaz kağıt boşluğu 
her şeyi anlattım 
olan olmayan acıtan sancıtan 
bilsem ki sana varmak içindi 
bütün mola sancıları 
bütün stabilize arkadaşlıklar 
daha hızlı koşardım 
severadım gelirdim 
gözlerinin mercan maviliğine 

sana bakmak 
suya bakmaktır 
sana bakmak 
bir mucizeyi anlamaktır 

sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır 
aşk sorgusunda şahanem 
yalnız kelepçeler sanıktır 
ne yazsam olmuyor 
çünkü bilenler hatırlar 
hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar 
bahçıvanlar değil tüccarlardır 
sen öyle göz 
sen öyle toprak ve güneş ortaklığı 
sen teninde cennet kayganlığı iken 
sana şiir yazmak ahmaklıktır 

bir tek söz kalır 
dişlerimin arasından 
ben sana gülüm derim 
gülün ömrü uzamaya başlar 

verdiğim bütün sözler 
sende kalsın isterim 
ben sana gülüm derim 
gül sana benzediği için ölümsüz 
yazdığım bütün şiirler 
sana başlayan bir kitap için önsöz 

sana bakmak 
bir beyaz kağıda bakmaktır 
her şey olmaya hazır 
sana bakmak 
suya bakmaktır 
gördüğün suretten utanmak 
sana bakmak 
bütün rastlantıları reddedip 
bir mucizeyi anlamaktır 
sana bakmak 
Allah’a inanmaktır